1 Eylül 2009 Salı

12.08.2009


Kokoşların Ardından :-))


Sevgili Kaptanlarım,

Kokoşları Dalyan turuna da götürüp çok eğlendik. Saçları bozulmasın diye yelken açtırmayan, hız yaptırmayan arkadaşlar, "cilde iyi gelir" dediğimiz çamura bulandılar, çürük yumurta kokan kükürtlü sularda yüzdüler. Kumlubük'te Mustafa Koç'la yan yana masalarda oturunca pek keyiflendiler. Tek sıkıntı erkeklerden birinin iskeleden atlarken kolyesini denize düşürmesiydi. Akşam saatlerinde gözden hemen kayboldu. Ertesi gün 2 metreye anca dalabildikleri için Benhür'ü yolladık. Erişteliğin arasında buldu çıkardı kolyeyi. Asılan yüzler yeniden güldü!

Kaptanlarım, kokoşları Cuma akşamı salimen yolcu ettik.

Bu esprili ve abartılı anlatım için kendilerinin samimiyetine güveniyor, bizlerle birlikte oldukları için çok teşekkür ediyoruz.

Sevgili Kaptanlarım, "kokoş ekip" yabancı değil, bizim akrabalarımızdı. Biraz kurgu yapmadık değil hani! Tema tekne hayatının meşakkatli olmasıydı. Bırakın parmakarasını, terlikle bile ayaklarınıza zarar verebilirsiniz. Su kısıtlıdır, marin (organik) şampuanla denizde yıkanmak zorunda kalabilirsiniz. Yer kısıtlıdır, çok eşyayı dolaplarınıza asla sığdıramazsınız. Kolye, küpe, yüzük gibi aksesuarlar yelken yaparken halatlara dolanabilir, zarar verebilir. Parfüm sürerseniz koku böceklerinin iştahını açabilirsiniz. Ses her yerdedir, biri horlasa herkes dinler. Ve bunlar gibi daha neler neler...

Hep seyirleri anlatmayalım, tekne yaşamına da deyinelim istedik.

Sevgili "kokoş ekibi"mizi her zaman bekliyoruz, yine geliniz.

Hiç yorum yok: