31 Ağustos 2009 Pazartesi

20.05.2009


Marmaris-Knidos


Sevgili Kaptanlarım,

Bir süredir ekiple seyirdeydik, yazamadım. Belki özlemişsinizdir seyir haberlerimizi :-)) Biraz günlük bilgi vereyim: hava harika, deniz tertemiz ve tabi ki koylarda yine tek Türk biz! Akşamları serince ama gündüzleri sıcak. Nefis yelken havası! Şu an ekip 15 knot rüzgarda 6.9 ortalama ile orsa seyri yapıyor. Rota: Akbük. Ben de sizleri daha fazla mahrum etmemek adına salonda çalışıyorum.

Kaptan: Candan ile Benhür
Anouk, Jeanneau Sun Odyssey 45
Rota: Marmaris-Knidos

12 Mayıs Salı günü kızımız elden geçti. Yelkenlerin iskotaları ile takılma yapan ana yelken makarasının yeri değişti, gıcırdayan farşlara çözüm getirildi, Benhür'ün icadıyla yeni çöp kovamız takıldı, motor kontrolleri yapıldı ve anemometremiz kalibre edildi, akşam saatlerinde dostlar da ziyaret edilip Gökova yoluna hazır olundu.

13 Mayıs Çarşamba sabahı 7:30'da kalkıp teknemizi bir güzel yıkayıp, depolarını da doldurup 9:30 civarı Marmaris'e bir süreliğine veda ettik. Öğle saatlerine kadar 2400 devir 5.8 knot ortalama hızla motor seyri yaptık. Saat 13 civarı çıkan 13-15 knot rüzgarla orsa seyrimize başladık. Ah bir de tramolaya ihtiyaç duymadan düz bir rotada gidebilsek! Saat 16:30 gibi Symi adası'nın arkasına düşen darboğazdan geçmeyi başardık. Başardık diyorum çünkü biz tramolalarla cebelleşirken 1 yolcu gezisi, 1 katamaran, 2 'de yelkenli yatla çapariz vermemeye çalıştık! Eh iki kişiyle hızlı ve sürekli tramola atmak takdir edersiniz ki oldukça zor oluyor! Bir başka dikkatimi çeken konu ise karşıdan gelen teknelerdeki yabancı denizcilerin mayolarıyla oturması, bizim ise üzerimizde polar üstü mont, kafalarda da bere olması. Ya yaşlanıyoruz, ya da bu adamlar çok ateşli!!! Tabi bu işin şakası, biz rüzgarı karşıdan alırken, onlar pupa seyir yapıyorlardı. Kazasız belasız Yunan Adalarını arkamızda bırakarak 285 derece rotayla Knidos'u hedef aldık. Saat 18 civarı rüzgarsızlıktan yelkenlerimizi indirip yeniden motor seyrine başladık. Acaba hava kararmadan Knidos'a giriş yapabilecek miydik? Eğitimlerimizde hep söylediğimiz "ilk defa yanaşacağınız bir koya mutlaka gündüz giriş yapınız" cümlesinin akıbeti ne olacaktı?

Zamanla yarışımız başlamıştı! Sadun Baba'nın kitabından Knidos Büyük Liman'ın girişiyle ilgili yazdıklarını güneş batana kadar ezberlemiş, sayıklar olmuştuk: "Güney Mendireğinin ucuna 25-30 m. kadar yakın geçilirse, 20-25 m.lik derin su izlenmiş olur. Limana girerken tepedeki fener kulesi görülüyorsa su altındaki mendireğin taşları üzerine gidiyorsunuz demektir!" Neticede güneş battı. Dümende ben, pruvada projektörüyle Benhür. Mümkün olduğu kadar girişte iskele tarafa yakın gidiyorum. Demirleme fenerleriyle tekneleri ve kıyıdaki restoranı izler konumdayım. Ancak teknelerin bordalarını göremiyorum, herhalde hepsi tekneyi terk edip restorana gitmiş diye düşünürken bir anda ayılıverdim: Mendireğin üzerine doğru gidiyorum! Hemen dümeni toparlayıp, hızımı iyice düşürerek girişe yöneldim. Hava süt liman. Belli ki nefis bir koy. Baktık bir iskele, tekneler bordalamış, birkaç tane de alargada.. Restorana çıkmak lazım. Gezelim görelim, fiyatlarda anlaşalım, ekipleri götürdüğümüzde onları mutlu edelim. Fakat gelen giden yok, tek müsait yerde de bir bot bağlanmış. 15 dakika projektör açıp kapayınca Yasin koşarak geldi. Bordaladık, bilgi aldık, Kupa finalinin son 3 dakikasını seyrettik, sabah erkenden yola koyulmak üzere yatağımıza yattık...

Knidos'la ilgili bazı bilgileri paylaşmak isterim. Denizi pırıl pırıl. İskele restorana ait diye düşünürseniz yanılırsınız. Sabah 10'da içmekten burnu kızaran, kaptan şapkalı bir muhtarlık görevlisi 25 TL'nizi kesiyor. Demir atabileceğiniz noktalarda dip eriştelik. Knidos'u denizden geçerken güneşi çok batırdık ama tahminimce karadan batırmak ayrı olmalı. Mutlaka görülmeli!

Sabah 7:30'da kalktığımızda manzaradan başımız döndü. Göl gibi ama pırıl pırıl bir su, çevrenizde tarihi harabeler! Ve maalesef tam bizim bordamızda enerji toplarını kaldırmaya çalışan 4 kişi! Ayrılacağız ama halatları çekemiyoruz. Benhür iskeleye atlasa o enerji topları patlayacak haberleri yok. Cumhur Hoca, yanında iki yabancı arkadaş ve belli ki hayatının ilk yoga tecrübesini yaşayan, afallamış, çokça yorgun ve biraz da "ne işim var burada" diye bakan bir Türk! Hoca heyecanla "meraklıysanız buyurun" dedi ama biz halatları almayı tercih ettik haliyle :-))

Knidos'u hep teğet geçerdik, geç de olsa keşfettik. Şimdi sıra sizde, ya siz ne zaman bu keyfi tadabileceksiniz?







Hiç yorum yok: