31 Ağustos 2009 Pazartesi

15.05.2009

Göcek-Ekincik-Marmaris

Kaptan: Candan ile Benhür
Anouk, Jeanneau Sun Odyssey 45
Rota: Göcek-Ekincik-Marmaris

9 Mayıs Cumartesi sabahı kızımıza doğru yürürken uzun zamandır ilk defa baş başa bir seyre çıkacağımızı düşünüp keyifleniyorduk. Ne var ki bir de baktık ki teknenin üzerinde biri var, hem de fotoğraf çekiyor! Aaa bizim eski Ankaralı yeni Fethiyeli Kaptanımız, elinde fotoğraf makinası bizi bekliyor! Madem gelmiş eli boş yollamayız, dedik, yaptık hemen programı. Ama önce temizlik! Kızımızı alladık, pulladık, farş tahtalarına kadar sökerek tam bir bahar temizliği yaptık. Hemen akabinde de Kaptanımızı direk tepesine yollayıp çekime başladık. Yok öyle bizden kurtuluş :-))

O geceyi Boynuzbükü'nde geçirdikten sonra Pazar öğlene doğru Kaptanımızı Marin Turk'e bırakıp bastık yelkenleri. Hava nefis, lakin bilen bilir Göcek içerisinde rüzgar dört döner, tam rotayı tutturursunuz dirise eder, haydi tramola! Bir türlü çıkamıyoruz içeriden. Yelkenciyiz ya öyle kolaya kaçıp motor da basmıyoruz. Neyse sonunda attık kendimizi Körfeze. Zannetmeyin ki Körfez'de hayat toz pembe! Rüzgar geliyor mu tam karşıdan. 4 tramola ve su gibi akan saatlerin sonunda zor da olsa Peksimet'i dönebildik. Bu sefer de rüzgar kesti! Dalyan'a kadar mecburen tır tır motora kuvvet yol aldık. Sonra yine yakaladık rüzgarı, bastık yelkenleri. Ekincik My Marina'ya yanaştığımızda hava kararmak üzere, saat ise sekiz buçuktu. Toplamda 20 mil yapmış, 4 saatlik yolu 8 saatte almıştık!

My Marina, Dalyanlı bir şahsa ait inanılmaz keyifli bir yer. Önce restoranı yapmış, sonra iskelesini, en sonunda da iskelenin uzantısını. İsmine bakıp da marina olarak değerlendirmeyiniz. Fakat değme marinaya taş çıkartır. Biraz iddialı gelecek ama Port Göcek'ten sonra gördüğüm en güzel bağlanma yeri diyebilirim. Bu kadar mı estetik, bu kadar mı detaycı olunabilir? Her ayrıntıda denizciliği hissedebiliyorsunuz. Daha önce Ekincik'e gitmiş ancak alargada kalmıştım. Kısmet Pazar gecesineymiş. Beton T iskele, tonoz, palamar hizmeti, restoran, duş, su, elektrik mevcut. Bağlanma için ücret talep etmiyorlar. Restoranda yemek yerseniz elektrik-su bedava, yok yemezseniz kullanıma bağlı bir bedel ödüyorsunuz. Fakat hizmet o kadar etkileyici ki karşılığını zaten ödemek istiyorsunuz. Bir ilginç husus da tuvalet ve duşlar. Sanki hamama giriyorsunuz, ayakkabılar çıkıyor, takunyalar giyiliyor! Tertemiz, pırıl pırıl.. Neyse daha anlatmayayım, yaz programımıza aldık bizimle gelenler yaşayacaklar!

11 Mayıs Pazartesi öğlene doğru yine 20 millik seyrimize başladık. 13-15 knot rüzgar hızıyla başlayan seyrimiz Yıldız Adası'na yaklaşırken bir anda kalıverdi. Allah'tan çok uzun sürmedi bu ayrılık, adayı geçer geçmez yine aynı şiddette başladı. Bizim de kaderimizde rüzgarı hep karşıdan almak var galiba! Yine tramolalarla Marmaris'e varmaya çalışıyoruz. Rüzgar sağanaklarda 24-25 esmeye başladı, fakat karadan estiği için dalga kaldırmıyor. Keyfimize diyecek yok hani. Tekne bir o yana bayılıyor, bir bu yana! Albatros Marina'ya vardığımızda yine hava alacakaranlıktı, ama rüzgar dinmişti. Çıktık karaya, karıştık yabancıların arasına! Şaka yapmıyorum, geçen 3 kişiden 2'si yabancı.. Benim üzerimde polar, onlarda askılı bluz. Ben mi yaşlandım, onlar mı yanmış çözemedim :-))

Bir sonraki anlatımım Marmaris-Knidos, Knidos-Gökova olacak. Sizleri çok sıkmamak adına mümkün olduğunca kısa yazmaya özen gösteriyor, ancak bu kadar başarabiliyorum :-))

Hiç yorum yok: